Zaman Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne, bugünkü "Mısır'da Mursî, Türkiye'de..." başlıklı yazısında Mısır'da cunta hükümeti tarafından idam cezasına çarptırılan Muhammed Mursi'nin yaşadıklarını Türkiye'de Fethullah Gülen'in yaşadıklarıyla karşılaştırdı. Türköne, İhvan ve Mursi'nin Ak Parti ve Erdoğan'ın yanlış yönlendirmeleri sonucu bu halde olduklarını belirtti. Türköne, dürüst bir karşılaştırmanın yapılması gerekiyorsa İhvan'a yapılanlarla 'cemaat'e yapılanların karşılaştırılmasının yapılması gerektiğini söyledi.
İşte Mümtazer Türköne'nin yazısından bir bölüm:
Hukuksuzluk, zorbalık ve yolsuzluktan başlayarak en çarpıcı özellikleri ile Sisi'nin karşısına kimi koyabilirsiniz? Mursî'ye verilen idam cezası, Mısır'da yaşanan zorbalığın, haksızlığın ve zulmün göstergesi. Orada diktatör darağaçları kuruyor, 28-30 yaşında yeni yetme yargıçlara talimatla idam cezası verdiriyor. Fırsatı bulunsa Ulus meydanına aynı darağaçları kurulmaz mı? Darağacına ne gerek var; seri cinayet gibi peş peşe gelen hukuksuzlukların bir darbecinin kurdurduğu üç ayaklılardan ne farkı var?
Mısır'da İhvan-ı Müslimîn, Pakistan'da Cemaat-i İslâmî ve Türkiye'de Nur Cemaati eşzamanlı olarak siyasetin dışında, dinî önderlerin topluma sahip çıkma gayretleri sonucunda gelişti. Pakistan ve Mısır'da tecrübe siyasî arayışların etkisiyle farklı evrildi; Türkiye'de toplumsal sorumluluk hep siyasetin üstünde kaldı. Mursî'nin içinden çıktığı İhvan Teşkilatı özünde, tıpkı Hizmet Hareketi gibi güçlü bir toplumsal organizasyondu. İhvan'ın Arap Baharı arkasından seçimlere girmesi ve Mursî'nin kısa başkanlık döneminde yaşananlar siyasî tercihlerdi. Bugünkü karanlık sonuç mübalağasız İhvan'ın kendi aklının değil, AK Parti'nin ve Erdoğan'ın yanlış yönlendirmelerinin ürünü. Tunus'ta çok derin bir vukuf ve akıl ile hareket eden ve bambaşka bir yol izleyen Gannuşî'nin başarısını çok yakından tanıdığı AK Parti'nin gereksiz müdahalelerine aldırmamasına bağlamak gerekir. Gerçek bütün çıplaklığı ile yakında mutlaka ortaya çıkacak. Tanımadıkları, bilmedikleri Mısır şartlarına rağmen İhvan'a akıl veren AK Partililer Mursî'ye darbenin şartlarını da bizzat kendileri olgunlaştırmış oldular. Hükümet medyasında bugün yapılan yorumlar bile aynı: İhvan'ın, darbe “geliyorum” derken uzlaşmaz tutumu ve anlaşmazlığı sokakta çözmeye kalkması hâlâ yüceltiliyor. Sebep bu tutumu “dik durun, eğilmeyin” diye buradakilerin ısrarla tavsiye etmesi.
Eğer dürüst bir karşılaştırma olacaksa İhvan'a yapılanla Türkiye'de Hizmet mensuplarına yapılanlar karşılaştırılmalı. Sisi altüst ettiği yargı sistemine rağmen, Mısır'da savcı ve hakim tutuklayacak yargıç bulabilir mi? Türkiye'nin siyasî tecrübeleri Mısır'dan çok farklı; ancak iki ülkede de devlet iktidarı muhalefeti susturmak ve sindirmek için aynı şekilde keyfi olarak kullanılmıyor mu?
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!